Kombinlesek de mi, kombinleşmesek?

Friday, August 6, 2010 | |


Bu sabah erken uyandım. Dolaba bir göz attım. Biraz kendi özgün tarzımı yansıtmam gerektiğine karar verdim. Hem her yerde gözüme gözüme fırlatılan "kombin"lerden benim ne eksiğim vardı? İşe 2 adet serbest dolaşım yumurtalarıyla başladım ama ne yapacaktım? Hemen dolaba hızlıca bir göz atıp, bugün omlet stilini kullanmak istedim. Ancak sıradan bir omlet uygun olmayacaktı; her gün midelerde bu sıradan yumurta-süt-un-tuz'lu omletlere rastlamıyor muyduk ve sıkılmamış mıydık? Hemen bunu evde bulduğum aksesuar sebzelerle, maydanoz ve mantar, süsledim. Bu etapta "tanrım özgün omletimi nasıl kombinleyebilirim ki?" diye bana ecel terleri döktüren sorular dolanıp duruyordu beynimde. Buzdolabının gizli bölmesinde gözümden kaçmış olan ezine peyniri hızır gibi yetişti imdadıma. Semt pazarlarında bile rahatlıkla bulunabilen ve çok pahalı olmayan hayat kurtarıcı ezine peyniri, yine günü kurtarmıştı. Hellim peyniri ile de çok hoş uyum sağlıyor ve omlete şık bir hava katıyordu.

Sırada domatesler vardı ki, domateslerin başa bela olabileceğini biz trend düşkünleri gayet iyi biliriz. Ona da zarif dokunuşlarla eklediğim kekik rötuşu, sabah kahvaltımızla şehirli bir ambiyans oluşturmuştu.

Tam her şey hazır sanıp, ekmek almaya gidiyordum ki, o da ne? Çilek reçeli ve 1TL'ye düşmüş ricotta peynirini tezgahın üstüne çıkarmayı unuttuğumu farkettim. Bu hususta şunu hatırlatmalıyım sevgili okurlar: Çilek reçeli ve 1 liralık ricotta peyniri, gündelik kahvaltı tadını her daim damakta tutmak isteyenler için ideal bir seçim. Son olarak yurtdışından devşirdiğim kahve ve portakal suyu kombinimi de masaya yerleştirdim ve işte her şey hazırdı.

Kahvaltı kombinleri için özgün detaylar arıyorsanız, tıklayınız. (!)

Share/Bookmark

0 comments:

Related Posts with Thumbnails

Arşiv