"Tersine ev özlemi" (Reverse Homesickness) diye bir şey varmış yani gerçekten. Ben 4 senedir unutmuşum, Norveç'ten döndüğüm zamandaki halimi. O sırada durum farklıydı gerçi, yine o yılın Ağustos'u için bilet arayacaktım mesela en basitinden. Şimdi durum başka, bir yanda halsizlik, yol ve düşünce yorgunluğu; diğer yanda "hayalleri, vahşi kapitalizm çarkına kaptırmadan anne gibi koruyabilme" endişesi, ardından "itinayla insan sömürülür" anlayışının o en fesat haline karşı ayakta kalabilme telaşları. Ama yine de yeni hayat'a başlamadan önce dinlenmek istemek, hem istediklerimin bir kısmını bari bırakmadan, yorulmayı da göze alarak -ondan korkmayarak- en azından ayakta durma ihtiyaçlarına takılmadan içine harmanlayabilmek. Ve tüm bunlar için sürekli ve çok, ama çok çok düşünmek...
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
2 comments:
"hayalleri, vahşi kapitalizm çarkına kaptırmadan anne gibi koruyabilme endişesi"si hep surer umarIm. hele tek kalinca, bu cok zor oluyor; hayati epey zorlastiriyor ama olsun, varsin. Her guzel olan sey biraz zor ile, kavga ile.
En azından birazını kurtarabilsek bile kardır. Çünkü tamamı giderse, bizden eser kalmayacak.
Post a Comment