Külliyen gereksiz

Saturday, June 13, 2009 | |


6. His filmine dair aklımda kalan en belirgin görüntü ölü gören çocuğun annesinin, kulağında mp3 çalarıyla temizlik yapması, çamaşır selesini taşıması. Ve nedense yatak filan toplarken de içimden bir şarkı söylüyorsam, aklıma da hep bu sahne geliyor.

Hah bir de o sene yapılan güzellik yarışmasında da kızın birine filmi görüp görmediğini sormuşlardı da, kız kıkırdamalar eşliğinde, "evet, söyleyeyim mi sonunu, 'adam ölü', ehehe" demişti. Bu bilgiyi gereksiz bir anda kapan her yeni ergen gibi, filme senaryonun püf noktasını bilmemden kaynaklanan yüksek bir özgüvenle girmiş, benim gibi bu can alıcı noktayı bilmeyen "normal" izleyicilerin bu can alıcı Hollywood gerçeğini ne zaman anlayacaklarını heyecanla beklemiştim. Bu sebeple de, ben filmin başından sonuna kadar korkarken, onlar heyecanla ve daha büyük bir istekle izlemişlerdi filmi.

Unutmadan, bu filmi izlediğim gece üzerime heygirl dergisinin dev posterlerinden biri düşmüştü. Korkudan ölüyordum. O andan itibaren filmden daha da nefret ettim. Ama ciddi ciddi ev işleri yapma sıramın geleceği günler için iPod'uma sıkı sıkıya sarılıp, gözüm gibi bakıyorum.

Gereksiz şeylerle dolu bir post okudunuz, artık cumartesinizin bir farkı var.
Biz buna difirenşiyeyşın diyoruz.
Hoş bi şi.


Not: Ben aslında başka şeyler yazacaktım, haberlerle falan da ilgili ama neredeyse hepsi sinirimi bozduğundan erteledim. Erkan Goloğlu'nu öpmek istiyorum bugünkü yazısından dolayı yalnız. "Sayın" blog okuyucusu, dikkat edin, "sayın" diyen adamlar genellikle "duygusal ve zekasal zorluk" yaşıyor. Mesela sayın baykal ve sayın erdoğan, sayın demedikleri adamlar konusunda hemfikirleşip, "off süperiz, bu kez asla çözüm bulamayacaklar, düğüm attık, nihaha"laşmışlar.

Share/Bookmark

0 comments:

Related Posts with Thumbnails

Arşiv