İtiraf

Tuesday, September 15, 2009 | |

Üzgünüm ama içimde uzun zamandır blogtan sakladığım bu şeyi söylemek zorundayım, en iyisi yatmadan söyleyeyim dedim. Ciddi bir şekilde içimde İzmir'e karşı garip bir nefret besliyorum. Tüylerim diken diken bile olabiliyor. "Ay Ege, İzmir'dir"ler, "Yavrum biz AKP'yi sokmadık, dibine kadar CHP'yiz"ler, "Götümüzde de etek giyeriz, kimse dönüp de bakmaz" lar... Hadi canım, güzelim. Buyur giy, kim laf atmıyormuş, o işler geride kaldı. Ayrıca Ege, İzmir filandan ibaret değildir etiketlendiği gibi; onun çok daha karmaşık yapılısı bir yerdir toplumsal yapı göz önünde bulundurulduğunda; götlerde etek değil, aksine çoğunluğun saç baş bağır açık ama altta şalvarıyla gündüz zeytin, incir filan toplayıp; akşamları zeytin ağacı altında kızartma yaptığı yerlerdir. Bir gezin dolaşın bakalım şöyle Ege'yi, sadece batı Ege değil, kuzey ve güney Ege'yi de zahmet olmazsa, anlarsınız ne demek istediğimi. -Mümkünse köyleri lütfen.-
Hah bir de en sinirimi bozanı... Astığım astık, kestiğim kestik modernlik dayatması. Hayır ya, sevemiyorum; elimde değil. Üzgünüm okuyanlar alınırsa da ama riyakarca egeliyim diye izmirim yavrum demek ile denize nasıl dökmüşüz olayı beni rahatsız ediyor.

Not: Bu yaz çok huysuzlaştım. Bu İzmir sevgisizliğimi buram buram artıran annemin, adamın benimle kavgası üzerine gerçek yüzünü gördüğümüz artık arkadaşı olmayan arkadaşıdır.
Unutmuşum. Bir de Yılmaz Özdil.
Share/Bookmark

1 comments:

ikinehir said...

Ne güzel söylemişsin ya...Nedir bu Izmir fetişizm'i, anlamadım gitti. Nasıl bir ötekileştirme, bir EVROPALIYAZ hali, nasıl bir benimki can herkesinki patlican söylemi... Gina geldi.

Yilmaz Ozdil deyince, sinirden titreme hali geliyor bana. Bela da okumayan bir insanim, ne diyecegimi sasirdim...Allah bildigi gibi etsin.

Related Posts with Thumbnails

Arşiv