Hakkında sual olunmaması gereken, anlaşılmazlığı kayıtsız, şartsız kabul edilmiş, öyle ki 'felsefe' anlamındaki tanımının 'eskimiş' olarak atfedildiği bir kavramının; daimi sorgulamayı öngören bir bilim dalı olan felsefe ile bağlamının yapılabilmesinin, felsefenin ilk ve temel öğretisi olmasının, amaç listesinin bu dönem itibariyle en üstüne alınması, ilginç. "Sorgulamadan sorgula be, hayaatıım!" Ünite ünite. Tık tık.
Tabii ki din felsefesi de öğretilmeli de; üniteleri bir hışım kar-ma niye? Din, bilim, düşünce, (anlaşılamaz ve anlaşılmazlığı kabul edilmiş olan değil de; 'bilgelik' anlamındaki) hikmet; 'Hikmet Amca ne diyo bu?' cinsinden olmayanı. Son ünitelerin hiçbir ders yılını tamamlayamamasından yola çıkarak, sen 2 öne, ben 3 arkaya kıskançlığı yapmak yerine; gerçek öğreticiler, eğitimciler ile öğrencileri son 2 ayını raporlattırmak zorunda bırakmayacak, dershaneciliğin ve özel derslerin göbeğine düşürmeden, çocukları 'bunlar o kadar puan getirmiyor hocam, sen dersi bize ver, biz kimya çalışalım'lattırmayacak bir sistem mesela...
Nasıl olsa hikmet de, bilim de tam öğretilmeyeceğine göre; bi hırs, kıyamet, gösterişçilik de beyhude aslında. Domuz eti yiyince, kocasının kendini artık kıskanmayacağı endişesine düşen kişiler tanıyorum mürekkep yalamış; ünitelemerle bitmeyecek kadar uzun vak'a çalışmaları tadında her biri. Misal yani. Bağ kurma yoksunu. "1/2 ne demek abla" diyen başka bi tanıdığımız da var; lise terk. Kesirler her sene son ünitede de değildir ki;- liseye kadar hem de- ilk konulardan olup, en önce unutulanlardan olmuş. Mehter marşı tadında, 'sorgulama' bilimini mi öğreneceğiz? Gülerim ben ancak.
Hayır, tabii ki muhafazakarlaşmıyoruz. Bizde olanı bize koyma durumu bu sadece; çok önceden endişelenmek gerekliydi. Bu da her şey gibi, korkudan, hikmetinden sual etmediklerimizden heralde. Bi de biz 'bilgi çağı'ydık, değil mi? Hey gidi hey.
0 comments:
Post a Comment