Kahvaltının fendi!

Saturday, February 20, 2010 | |



Önce hangisini tartışıyoruz?

Çağırılanların yarısının sanatçılığını mı, yoksa demokratik açılımın lafta kalmasındaki, el ele el ele verin çocuklar ve tıp! halini mi? Sabahat Akkiraz ve Edip Akbayram'ın katılmama sebepleri de, yeterince ele veriyor zaten durumu: "Bu tür toplantılar, düğün yemeği gibi." İcraatsiz.

Ayrıca açılım kahvaltısı. Kahvaltı. Ana yemek bile olamadı daha yani. Karın doyurmalık. Reçel, bal yiyerek zihin açmayı planlıyoruz ki, açılım yapmaya gücümüz olsun der gibi. Pardon pardon! Duacı olmalıyız; ya "açılım h'ordeuvre'leri" ya da "açılım aperatifleri" olsaydı? En azından ana öğüne konduğu için kaydettiğimiz merhale, takdire şayan.




Bugün Tekel için genel destek toplantısı vardı Ankara'da. Hani başından beri o 'demokrasi', 'eşitlik', 'hak', 'özgürlük'leri savunmayı diline dolayan Türkiye toplumunun nasıl da yalancı olduğunu, günlerdir çadır içlerindeki direnişleriyle kanıtlıyan Tekel işçileri; daimi olarak gündemden uzak tutulmaya çalıştırılsa da, var olan. Kendi kendilerini, her şeye rağmen var eden. Ama tabii ki 'anlayana' diye eklemek gerekir belki bu noktada.






Görmediyseniz şayet, açılım kahvaltısı katılımcılarının isimlerini baştan sıralayayım:


Arif Sağ, Neşet Ertaş, Özdemir Erdoğan, Yavuz Bingöl, Onur Akın, Feryal Öney, Orhan Gencebay, Emel Sayın, Bülent Ortaçgil, İbrahim Tatlıses, Bülent Ersoy, Ferdi Tayfur, Zerrin Özer, Zekai Tunca, Nuri Sesigüzel, Mustafa Sağyaşar, Erol Evgin, Ali Kocatepe, Özkan Uğur, Fuat Güner, Sertap Erener, Mercan Dede, Kıraç, Kubat, Kayahan, Nükhet Duru, Kenan Doğulu, Işın Karaca, Funda Arar, Hakan Peker, Ferhat Göçer, Teoman Mustafa Sandal, Emel Müftüoğlu, Murat Göğebakan, Hakan Peker, Şahin Özer, Rojin, Demet Akalın, Alişan,Seda Sayan, Nihat Doğan, Orhan Hakalmaz, Kibariye, Fatih Kısaparmak, Cengiz Kurtoğlu, Sinan Özen.


Bu şahısların arasında "
Saygıyla,korku eşdeğer yürüyor. Ben boşanalım dediğimde kocam bana iki tokat atsaydı, ben dururdum " cümlesini kurmuş biri de var, misal. Saygı ve korku kol kola. Şu ana kadar demokrasi adına bundan başka bir şey yapılmış gibi. Ne için orada olabilir bu kişi? Satatükoyu temsilen mi?

Aralarında değerli isimler yok mu? Elbette var; ancak 'Bizden sanatçılar olarak ne yapmamızı isterseniz?' sorusunu soranlara, 'birlik beraberlik temalı şarkılar yazın, mesajlar verin' diyen bir başbakanımız da mevcut. Milli birlik ve beraberlik projesi oldu ya, yola kürt açılımı olarak başlayan, tey tey noktasında bile değilken demokratik açılıma dönüştürülüp, gelinen inisiyatifsizlik ve idaresizlik noktasında 'birlik ve beraberlik' projesi adı altına sokulup; nur topu gibi kucağımıza düşmüş, daha kabul edilirliği bile tartışılan düğümlerimiz. Gazeteciler yazmasın, ilk kez canlı dönmüş çocuklarını karşılayan halk fazla coşkulu sevinmesin, kahvaltılık sanatçılar'ımız da 'hepimiz kardeşiz, bu ne dünya kardeşim gülen gülene' temalı şarkılar, organizasyonlar yapsın. Çözümümüz budur. Açık açık hötleyip korkutmadan, her şey iyi ve güzel gibi davranmaca, susmaca!

Neşet Ertaş çıkışta cevaplamış: Demokratik açılım nedir? Demokrasi midir?

Olmayan demokrasi çocuğumuza, 'aman diz boyunu geçme, fazla açılma' diye sesleniyoruz sanki. Tekel direnişi ideolojikti ya hani; onlar direnirken biz ekranları kahvaltıyla bezeyelim; o demokrasi boyutumuzun dışında kalıyor. Pınar Selek'in olmayan bombayı patlatması suçu da, birbiri ardına içeri alınan güneydoğu belediye başkanları da, babaları gitmiş ya da götürülmüş çocukların taş atmalarıyla rekor hapis ceza istenmesi, açlığımız, ülkenin yüzde 5'inin 95'inin üzerine konmuşluğu, sosyal güvenliksizliğimiz, olmayan gelecek beklentilerimiz, bağımlı yargımız da.... Bunlar hep algı dışı.

Kahvaltımız önemlidir, zira.

*Fotoğraflar posta.com.tr'den alıntıdır.

Share/Bookmark

0 comments:

Related Posts with Thumbnails

Arşiv