görsel: stellarvisions.deviantart.com
Çocukların yemek yedirilmeleri hep benzer bir ritüel aslına bakılırsa. Uçak geliyor, tren geçiyor, otobanmış senin ağzın, geçit ver, sola al tırı sağdan patenliler,kızaklar geçsin (paten ve kızak dondurma olabilir, içecek bir şeyler olabilir, kayıp gidiyor ya o bakımdan uydurdum şimdi), karnın arabaymış, benzin alman gerekiyormuş... Böyle uzayıp giden, maksat çocuğun ağzından bir lokma bir şey geçsin duası. İnatla yol yapım çalışmaları ve hız kontrollerini bahane eden iştahsız miniklere anne-baba-bakıcı yakarmaları da var tabii; "yol yapım çalışması olmasın evladım, benzinin bitsin artık lütfen, aç ağzını bitti bak, son lokma, hadiii, alkışş" şeklinde yaratıcılıkta sınırları zorlayan, dışarıdan bakıldığında anlamsız cümleler bütünü. Anneler iştahsızlık da yarıştırır bu arada. "Sen benimkini gör, bir lokma sokamadım çocuğun ağzına, asaplarım bozuldu!" küçüklüğümden kalma çoluk çocuklu anne oturmalarından kalma, enfes bir cümledir benim için.
Yemeğini yememekte direnen çocukları çok görmüşüzdür -hatta kendimiz de bunlardan biri olabiliriz- ama benim asıl ilgi alanım garip yeme alışkanlıkları olan veletler mesela. Çünkü hepimizin çocukluğuna dair anımsadığı, "benimkiler uçak derdi yaa köfte yedirmek için" sözleriyle anlattığımız ve annelerin iştahsızlık yarışına benzer, anne-baba çocuk iştahsızlığıyla başetme eylem planının sadece bizimkilere özgü bir yaratıcılık olduğunu sanarız. Ama artık gerçeklerle tanışmalısın genç; hepsi benzer taşıt isimleri kullanıp, benzer örneklerle kandırır. Sen de saf saf oyuna kanıp,yemişsindir çocukluğunda. Olmadı, en kötü ihtimalle 3 gün yemekten öğürerek ve cazgırlıkla yırttıysan, 3. günün sonunda zaten acıkıp dondurma, sigara böreği, cips filan göndermişsindir mideye. Özetle, yine "annengiller" kazanır. Zaten bir noktada çok iştahsız çocukla başetmeye çalışan anne-baba da sağlıklı şeylerden geçmiş, "aman yesin de, ne yerse yesin" ayağını seçmiştir. Ayrıca sevgili eski çocuk-yeni büyümüş insan; iştahsız çocuk yoktur, az cips, dondurma ve diğer bilumum bakkal ürünü vardır.
Bunda ilginç bir şey arama da gereksiz; çünkü aslında feci sükse yaptıran şey "kereviz yiyen çocuk", "yoğurt suyu içen bebek"tir. Bir de garip yeme alışkanlıkları vardır bazı çocukların, insana hayatı sorgulatır yeri geldiğinde. Misal, bir tanıdığımızın kızı, ilk lokmasını ağzının içinde sol tarafa iterek yanağına yapıştırır; diğer tüm lokmaları o ıslanmış lokma orada dururken yerdi. İlk lokması, en son lokması olurdu. -Salt cümleyi okuyunca yarattığı şom ağızlılık görüntüsüne kanmayın.-
Uçaklar, trenler, arabalar bir yana; bir de lokmaların arkamızdan koşma durumunu saymam gerek; çocukluğum bu sebeple travmatik bir hal aldı, zira. O lokmaların arkamdan deve olup, lömbüdü lömbüdü diye -annem aynen bu terminolojiyi kullanırdı- gelme ihtimali beni çok korkuturdu, üç beş de olsa yutardım. Şimdi düşünüyorum da, pek salakmışım.
Yine de merak ediyorum; hadi ben korkaklıkla yedim. Yemeyenlere soruyorum: sahi ne oldu o yenmeyen lokmalara? Hiç koşmadı o adiler, değil mi? Boşu boşuna yenildi diğer lokmalar.
Not: Bir de doğum kontrolü içeren yemek tehditini de unutmamalıyız. Kendisi genellikle pilav için kullanılır ve çok etkilidir kanımca: "Bıraktığın tane kadar çocuğun olacak!" Kardeşim senelerdir ne zaman aklına gelse 2 tane bırakır mesela, ben de geleceğin teyzesi olmanın haklı gururunu yaşayacağıma inanır, mutlu olurum. Neyse, siz iktidar gereği 3 tane bırakın tabii.
2 comments:
http://bellatrixbegins.blogspot.com/2010/03/anneler-gunu-icin-pirincli-kutlama.html
Bizim aile bu tehditler için fazla realissti veya ben de kardeşim de tahtalaravur çok iştahlı çocuklardık :)
Çok değerli bir yazı, öyle hissettim. Pirinç konusunu annem söylememişti, biz bi yerden duymuşuz galiba kardeşimle. Annemin tarzı, lokmalar deve ölüp lömbüdü lömbüdü diye koşar. Bu lokma koşusunu kim buldu ilk, çok merak ediyorum.
Ben zor yiyen bir çocuktum ama yine de yerdim. Uyumazmışım ben, 2 sene uyumamışım. Asıl sorunum oymuş. Ama 18 yaşından beri insomniam var. İyileşmemiş demek :)
Post a Comment