Mutlu

Tuesday, June 19, 2007 | |

Yatıyor yatağına.
Sereserpe uzanıyor.
Islak saçları,
Defterdeki mürekkebin renginde ojeleri var.

Gerek duymuyor rengini söylemeye. Onun zaten bir rengi var.
Biri Ona bakar bakmaz, o renk düşüyor akıla. Nedeni ise belirsiz.
Güzel bir şarkı çalarken, o yüzükoyun yatıyor kocaman yatakta. Müzik durunca, hiç tembellik etmeden kalkıp ‘play’ tuşuna basıyor tekrar.
Mutlu gibi sanki.

Çünkü mutsuz değil şu anda, biliyor, emin, çok.
AN’ önemlidir. Kaçıp, koşup gidebilir. AN terkedilmekten en çok korkandır, hep önden yürümesinin nedenidir bu.
O’na söylenmiş bir şeyi hatırlıyor.

“Senin içinde çok fazla kişi var, ruh var. Çoksun, sığmıyorsun içine.”

O da şu AN tam böyle düşünüyor. An terkedip giderken bile hala düşünüyor bunu. Gülümsüyor.
Sığmıyor hiç bir şey bedenine. Ruhu veya ruhları çok fazla kocaman kalıyor. Aklına gelince yine gülümseyiveriyor.

Kaç ölü, kaç diri, kaç cansız, kaç ruh var?

Birkaç ölü, üç beş cansız, on-on beş diri var diye dalga geçiyor yine.
Şaka yapıyor sanıyorlar, o aslında doğru söylüyor. O, fazla ruhlarını seviyor. Ah, bir de sığsalar...

Kalkıyor yataktan,Moleskine defterini açıyor, kocaman harflerle bordo renkte keçeli bir şekilde yazıyor.

Yine gülümsüyor.
Kapıyor defteri,
Sereserpe yatıyor.
Kapıyor gözlerini.


Share/Bookmark

0 comments:

Related Posts with Thumbnails

Arşiv