Anne ben büyüyünce Kıro olacağım!

Friday, September 14, 2007 | |

Deliliğimi tescillettirmek için her şeyi yapıyorum galiba...Sıkıldım burdan, eğlenmeyi sadece hayvanlar gibi sarhoş olup, tutturabildiğine, arkadan sarmalı danslar etmek sananlardan.


Ben mesela şu anda böyle bağıra bağıra olabilecek en kıro şarkıları söyleyerek, eller havaya yapmak isterdim. Anneee, unutmadan, eller havayacı da olacağım ben, not düşer misin kenara unutmayalım? :) Rock, hard rock, classic rock, indie,alternatif bırakacağım artık.

Kütüphanede çalışmak sıkıntı verici bir olay, insanların resmi resmi saçmalıklarını duydukça, üstümü başımı yırtıveresim geliyor. Ben ne yaptım peki? Valla çok eğlenceliydi... İçinde eller havaya müziği dolu bir playlisti koydum, sesini de açtım. Kitapları yerleştirmeye gitmiştim, ikinci bodrum katı, insanlar pıtı pıtı ders çalışıyorlar orada,herkes cool, Perşembe gecesi ödevleri 9dan önce bitirip, içmeye gitmeleri gerekli..Aman kaçıyor içki, koşun! Bense bilmemne kaç tane rafın arasında önce Fatih Erkoç’un Ellerim Bomboş remixiyle başlıyorum. O ne?

Demek ki vücudum artık bunalımdan sıkılmış olacak ki, içimden ellerimi hayava kaldırmak için koskocaman bir his geliyor, “şşşt dursana kızım ya, kütüphanedesin!”. Bir ara böyle tartışıyoruz kendimle. Sonra yola geliyor benimki, hadi kaldır bakalım kolları, dizlerden de kır şöyle, yaylan hadi yavrum. “Ellerim bomboooş, yüreğimde bir sızıııı” diye devam ediyor. Şarkı bitti, yeni şarkı geliyor. Van tu tri forooo, kop evladıııım.. Kendimi tutamayıp kahkaha atıyorum, 3-4 kişi arkasını dönüp bana bakıyor, “umurumda değilsiniz, üzgünüm” bakışı fırlatıyorum onlara. Nasıl? Muhteşem... Ağrı Dağın eteğindeee, içimden gelen ellerimi havaya kaldırıp , zıplama arzusu çok feci. Yeni şarkı, Murat Boz, üf dee bilmem ne gibi bir şey... “Ya şu Richmond amma da ölü bir yer, içlerinden bir şey gelmesi için bile içki içmeleri gerekiyor, ancak öyle” diye geçiriyorum içimden, sonra devam ediyorum.. Next tuşuna basıyoruz. Mustafa Sandal’la, “sende bir sürü değişiklik var, terkedilmek çok zormuş, vazgeçilmek çok zormuş,insan aşktan resmen soğuyormuş!İndiiiir, vazgeçilmek bedava” diyoruz bu sefer de, tabii ben bir yandan kitap yerleştiriyorum,unutmayalım. Ortaya garip bir görüntü çıkıyor haliyle, hop dizlerden yaylan eller havaya, hop kitabı şu rafa koy, hop kahkaha at, hop bunalımdan sıkıl...

Hatlar iyice koptu...Uykusuzluk da başıma vurdu zaten, algılama yeteneğim yerlerde sürünüyor. Çok güldüm, bir de ağlasam, tam olacak. Hani duygusallık nam’ına her şeyin son raddesine gelmiş olacağım işte. Tüm sıkıntılar çaktırmadan burada içime salınıyorlar sanki. Neyse bırakalım, ne diyordum ben? Hatırladım.

In the skirts of Ağrı Mountain diyordum :)

Şimdi odaya geldim artık. First be a woman diyorum. Yavaş yavaş medeniyete dönüyorum. Medeniyet aynı zamanda bunalım da demek. .

Şimdilik hoşça kalın...Hafta sonu burada olmayacağım sanırım. Bu gidişle mezuniyete kadar kıro olup çıkarım ben. İsmimin sonuna da Naz ekledik mi, tikky aromalı kıro olurum, ya da kıro aromalı tikky...Evet bu daha güzel.


Bunalım tehlikeli bir şey, siz girmeyin. Ben de Gloria Gaynor, I will Survive dinleyeyim...

İyi hafta sonları herkese.
Share/Bookmark

0 comments:

Related Posts with Thumbnails

Arşiv