Bir saniye!

Tuesday, September 4, 2007 | |

Pazartesi de yavaş yavaş bitiyor...Saat burda 7 olmak üzere ve benim aslında günün en sevdiğim saatlerinden ilk dilimdeyiz. Akşam olmadan hemen öncesini ve sabah olmadan hemen öncesini sevenlerdenim ben.
Ben belki de genel olarak "hemen öncesi" olması halini seviyorumdur, kim bilir? Öyle programlanmışımdır belki de hatta... Çünkü her şeyin hemen öncesi, ne kadar yakın olduğunu ve ne kadar beklediğini şeyin zorla beynine yerleştirmesi gibi geliyor.
'Gibi' edadını da hiç sevmem ya, kullanıp duruyorum işte.

Aşkın bile hemen öncesi güzel benim için, neden mi? Çok basit aslında...Aşka düştüğün andan itibaren bilirsin ki ota boka acı çekeceksin ve ne kadar inkar edersen et bir paranoya moduna bağlayacaksın-en azından benim için öyle-. Ama aşka düşmeden hemen önce, düşüş yoktur ki...Free fall kanunları bile el ele kol kola Rasputin olarak dansedebilirler, kime ne?

Neden yazmayı hiç düşünmediğim şeyleri yazıyorum buraya?

Yine laptobum bozuk benim, çöpe bakıyor, masamın üzerinden yatay atış yapılmak için kendisi...Evet atacağım onu artık, "buraya kadarmış" diyeceğim. En çok da kaybedeceğim müziğime üzülüyorum ben, bir de fotoğraflara...Onlar gitmeseydi, umrumda bile olmazdı. "Hoşçakal" derdim kolayca. El sallar, arkasından su filan da dökmezdim. Ya şimdi?
Zaten bir şey bir kez çatırdadı mı, olmuyor tekrar. Her şey öyleyken, laptobun gözünün çöpte olması tabi ki kaçınılmazdı.
Oturup salak gibi ağladım bir de...
Sonra başımı kaldırdım...
Sonra üzerinden 2 gün geçti.
Ben başımı daha sağlam tuttum ve kendimden utandım. 2 sene önceye kadar laptobum veya sahip olduğum bir bilgisayarım bile yoktu ki benim ve şimdi bir salak kutu için ağlıyordum...Dünyanın bilmem kaç yerinde elinden yemekleri alınan insanlar varken, ben oturmuş bir kıçı kırık Dell laptop için ağlıyordum. Çok sinirlendim kendime, azarladım kendimi...Kendim, köşesine çekilip ağlamaya bile gidemedi, utandı. Islak gözlerle, "bir daha yapmayacağım, saçma sapan şeyler için şımarık zengin çocukları ve amerikalı freshmen kızlar gibi ağlamayacağım" dedi.
"Aferin, ağlama zaten. Değer mi yahu?" dedim...
Anlaştık.

Şimdi dağılabilirsiniz...
Share/Bookmark

0 comments:

Related Posts with Thumbnails

Arşiv