Şikayet

Thursday, October 11, 2007 | |

Bu aralar sinirimi ve dengemi bozmayan neredeyse hiçbir şey yok.
Oda arkadaşımın yediği her şeyde şaplatma sesini çıkarmasına sinir oluyorum. Tüm sinirlerim ayağa kalkıyor ve o sakin insan olan ben'im içimde çeşitli şiddet senaryoları ürüyor.
Sonra onun "hello" deyişine ne kadar sinir olduğumu söylemiştim, değil mi? "oo" sunu uzatan, "e" sini de "a" ve "e" arası bir şey haline getirir biçimde bir "hello". İçimden gelen engelleyemediğim bir koparma, yırtma, fırlatma isteği....

Sonra proje var...Grup olarak yapılması gereken...Ve nedense sadece benim yaptığım...Grup üyelerinden olan kız yarın defolup gidiyormuş, zaten bugün toplantıya da gelmedi. Dün gelip ahmak ahmak bakmıştı... Bir de düzgün kaydetmemiş, bugün dün yapmış olduğum her şeyi tekrar baştan yapmak zorunda kaldım...Bugün toplantıya, dün gelmemiş olan topak çocuk geldi. Sözde excel dersi almış...Ben de almıştım ve hiç de öyle aşırı başarılı değildim...Ama tüm soruları da tek başıma yapamam değil mi? Tabii bugünkü topak çocuğa, "yarın projeyi bitirmemiz gerek, ben 9a kadar çalışıyorum, sonra buluşalım ve bitirelim" dedim. Aldığım cevap, "hmm , şey doğru ama ben yarın arkadaşlarımla içmeye downtown'a gideceğim." 
"Defol git allahın cezası" demek içimden geçti, sustum. Bu projeyi ben ortadan yarılsam tek başıma bitiremem, burası anlaşılmıştır umarım.... Biz de F alırız..Umrumdu sanki.

Yapmam gereken 2 önemli sunuya değinmek bile istemiyorum...Haftada 17 saat çalıştığım için, düzenimin hepten darman duman olduğuna da...

Haberleri okudukça sinirlerimi elime alıp, top haline getirerek duvara fırlattığımı da söylememe gerek yok, haklısınız... Bu kadar ucuz işte insan canı... Alkış tutalım bir de," heyt be ne kadar da ucuzladı" diye...Cidden enflasyon düşmüş, baksana can fiyatları 0(sıfır)'a erişti...Vallahi tebrikler....
Haber filan okumayacağım artık...Beynimi ve kalbimi de alıp bir kutuya koyacağım, bavulun içindeki kışlıklarla beraber yatağın altında kalabilir...Nasıl olsa küresel ısınma olduğundan, çıkarmak zorunda filan da kalmam...

Gidip kusmak istiyorum...Ne zaman sinirlerim çok bozulsa böyle oluyor...Midem bulanıyor gibi oluyor ve kusma isteği yükseliyor...Sanki kusarsam içimdekilerle birlikte, sinirlerim de ağzımdan çıkacak...Öyle aptal bir inanış. 
Yağmur da yağmıyor ki, şöyle bir ağız tadıyla sırılsıklam olayım. Hatta ve hatta çıktı yine bizim okuldaki kızlar çimlerin üzerine, güneşleniyorlar..Şaka değil... 

Geçen gün o kadar sinirlendim ki, laptobun tuşlarını tırnaklarımla parçalamak istedim..Neden bilmiyorum...Sevgili laptop, üzgünüm..Vahşi bir kadınım ben..Ama sen sakin dur, daha paranı ödemeyi bile bitirmedim.

Facebook'ta Uluönder Atatürk ismini almış bir densiz var....1000 kişi de arkadaş listesine eklemiş... Mal olmak böyle bir şey heralde. 

Bugün yanıma yaklaşmayın...Hatta mümkünse yarın ve ertesi gün de...Psikolog randevuma gitmedim. Uykum vardı çünkü, arayıp haber vermeyi düşünüyordum,ondan da vazgeçtim. Sonuç olarak, kendisi benimle uğraşmak zorunda kalmadı. 
Klinikteki kadın ise; kan alırken kolumu öyle bir morartmış ki, hala acıyor. Kendi kanımı kendim alsaydım, eminim damarımı ondan daha hızlı bulurdum. 

Çok rahat insanlara sinir oluyorum. "Aman ya, rahat ol kızım ya, ne takıyorsun?" dediler mi, tepem atıyor. Sinirliyim, gelmeyin üzerime...Dün gece mutluluğum tamamen çekilmiş gibi hissettim bir ara zaten...Aptalın tekiyim işte.Aptalım....Çok aptalım...Geç kalıyorum, cezamı da çekiyorum..Sinirli olmaktan hoşlanmıyorum...Tamam hiçbir zaman, aşırı pozitif insanları sevmedim, doğru, ama bu halimle de sevimsizlik abidesi oluyorum.

"Zaman" diyorsun....Zamanla hiç anlaşamayan bana, "zaman" diyorsun...Zaman benim hiç yanımda olmadı ki, tabii ki senden "zaman" duyunca, paranoyak oluyorum...
Bu resimdeki kız gibi olmak istiyorum. Zaten saç renklerimiz aynı, benim de kafamda aynen öyle kırmızı bir şey bağlı, aynen de öyle oturuyorum, odada da aynı resimdeki gibi bir pencere var. Kedi yok-büyük eksik-, şişman kuş da yok, koltuk da yok aslına bakarsan ama ben koltuk yerine pencerenin pervazına oturuyorum, altıma da kocaman yastık koyuyorum. Geçen gün 3. kat penceresinde oturup kitap okudum. Yok hayır, bacaklarımı dışarı sallamadım. Pencere de kapalıydı. Hayır, atlamayı filan düşünmüyorum...Zaten o kadar yüksek de değil...Hiç yoktan 2 bacak,1 kol kırmaya niyetim yok. Bakan ve şımarabileceğin birisi olmayınca yanında, zaten hasta olmak da hiç zevkli değil. 

İtiraf ediyorum...Eskiden ben ateşlenmeyi çok severdim...Sırf televizyonun karşısında battaniyelerle annem beni yatırdığı ve bana çorba içirdiği için... İyileştiğimde annemin mutluluğunu görmek de güzel olurdu hem...Şimdi hasta olsam; çorba bile kalmadı...Öyle mal mal yatakta yatıyorum, gün bitiyor...

Evet sustum...Sıkıldım, bunaldım....Üzgünüm...What else?

*Fotoğraf katie-o.deviantart.com'dan alıntıdır.
P.S: Deryik, söz bir sonraki yazıda mim'i yapacağım.
Çünkü sinirliyken yakınımdaki bir kitabı alınca elime,
aklıma 187. sayfayı açmaktan çok, elime geçeni
fırlatıp atmak geliyor. Ama yazacağım, söz.

Share/Bookmark

0 comments:

Related Posts with Thumbnails

Arşiv