İnadına

Tuesday, October 9, 2007 | |

Anlayamadığım ne biliyor musun Sevgilim? Neden herkesin inadına bir şeyler yapmaya çalıştığı...Herkes yapacağı şeyi yapmadan önce sanki özellikle başka bir şeye "inat" olma şartı koşuyor...Ne bileyim, adam dünyaya ve onu üzenlere inat içiyor, kadın kendisini aldatan kocasına inat aldatıyor, çocuk annesine inat terli terli soğuk su içiyor....Sonra da adını sürü psikolojisinden ayrılmak koyuyor. Biz öyle olmasak? Mesela sen benim inadıma bir şeyler yapmasan, ben senin sinirin inadına çok eğleniyormuş gibi yapmasam? Sonra başka şeyler de var tabii ki. Olmaz olur mu? Ben 19 ocaktan beri bir foruma üyeyim, Hrant Dink anısına. Her gün girip okuyorum, bazen kendim de yazıyorum. Dün bir inat daha gördüm...Ama inatçı inadı değildi ki bu be.. "Faşistlere inat abimizsin Hrant" yazmıştı biri...Ben iyi bir şey mi, yoksa kötü bir şey mi söyledi bilemedim.Oturup düşündüm...Kötü gibi geldi...Kendisini değil de,bir şeye inat olduğu için yani.Yine mi "karamsarsın" diyeceksin bana yoksa? Belki de öyleyim ama, neden biz birisini kim olduğu ve ne düşündüğü için sevemeyelim? Neden zıttına inat sevmek gibi bir misyon yüklenelim? Bunu anlayamadım işte...Bunları düşünürken de kafam karıştı, üzüldüm.... Peki madem hep herkesin inadına bir şey yapıyoruz ve böyle bir zorundalığımız var; o zaman neden böyle "inadına bir şey yapanların İNADINA, gerçekten düşünceleri, yapılanları, kimlikleri sevdiğimiz için daha da sevemiyoruz?" Zor mu dersin ki? İnadına yapanların inadına, araştırıp bulup, özdeşleşmek yada ayırımı farketmek.... Yapabilir miyiz ki? Ya da bu yazılmışların hepsini bırakıp, "inadına"lığı bırakıp, sadece inatçı olsak hayat için? O da mı olmaz? Bak savaş istiyor birileri...Kan istiyor...Dökülen kanlardan daha fazlasını istiyor...O zaman,haftalık olarak yiten kanların tümünün bir seferde döküleceğini görmüyorlar mı acaba? Belki de dökülen kanların inadına bastıkları bu düğmenin, daha da çok kan getireceğini? Kan mı istiyor bu dünya daha da, yetmezmiş gibi, yaralarımızı sarmışız sanki gibi? Diyor ki geçen gün iş yerinde beraber çalıştığım çocuk; "ben okulu bırakıp savaşmaya gideceğim.". "İnsanları öldürmek mi istiyorsun?" diye soruyorum. "Öyle değil tabii ama hayat bu, birilerin öldürmek gerek" diyor. Şaşırmak bile garip kaçıyor sanki o an. Bak ben eşyalarımın arasında ne buldum...Bu şarkı düşmüş yere, aldım, sonra bu kelimeler düştü benim elimden de...


Share/Bookmark

0 comments:

Related Posts with Thumbnails

Arşiv