Bir ufak çanta İntegrasyonu II.

Sunday, December 16, 2007 | |

2günde 3 post yazdım. Yola çıkamamak yazmaya itti sanki. Az önce kurulmuş olan cümleden de okunduğu üzere, henüz yolculuğum geçemedi. Richmond'daki ertelenmenin hava şartlarıyla alakası olmadığını, ama çok sevgili United Airlines'ın kendi hatası olduğunu farkettim. Uçak 3saat rötarla kalktığı yetmezmiş gibi, zaten kalktığında ben DC'deki Munich aktarmamı kaçırmıştım bile. Bir noktada üzüntü bile kalamadı, çünkü daha çok bir sinir olmuşluk beni esir aldı. Uzun uğraşlardan sonra, ertesi gün için yer bulabildim. Tatil sezonu olduğundan avrupa uçuşları tıklım tıklım ve hiç yer yok. Mahsun mahsun görevlilere bakmam işe yaradı mı, onu da bilemiyorum. Zaten ana terminale geçmek için garip garip yerlerden geçtim. Hatta kocaman kocaman "Do NOT Enter" yazan kapılardan da geçtim. Ama en son dedim ki; "beni hangi aktarmayla gönderecekseniz gönderin, umrumda değil. Yeter ki varacağım yer aynı olsun." Önce Lufthansa'ya gitmiştim, çünkü United ve Lufthansa anlaşmalı ve ben ikisinin yaptığı uçuşlarla uçuyorum. Lufthansa'daki adam ilk başta ter davranıyormuş gibi görünse de, sanırım bana büyük bir iyilik yaptı. Bir tane boş yer bulduğu ertesi gün uçağında çabucak tekrar rezervasyon yaptı ve bir kağıda yazdırıp United'a gönderdi. United'daki kadın "yer yok, ayarlamaya çalışıyorum" derken; "sizin tekrar rezervasyonunuz yapılmış" dedi bir an şaşkınlıkla. Anlaşılan o adam bana zaman kazandırmak için sırada bekleme riskini farkederek, rezervasyonu yapmış. Bavulum hala United Airlines'ın bürosunda. Kendisini tam olarak 1 gündür görmüyorum. Benim bugünkü uçağıma göndereceklermiş. Bilemiyorum artık. Ne olursa olsun. Ya geç gelir, ya gelmez yada sağsalim benimle ilerler uçağın alt köşelerinde. Bu konuda bir şey söyleyemiyorum. Yeni reservasyon yapıldıktan sonra, öyle kendi kendime yürüyordum-saçma ve gereksiz cümleler öbeği, insan zaten kendi kendine yürür, yürüyorsa eğer.- ve birisi arkamdan "Hi Tugc" diye seslendi. Benim hem Norveç'ten, hem de Richmond'dan olan arkadaşlarımdan birisi, sonra bir başkasını daha gördüm. Allahtan DC'de Deni vardı ve de erkek arkadaşı, ikisi de bugün Tr'ye uçuyorlar. Onlar aramamı bekliyorlardı ve gelip beni havaalanından aldılar. Sadece o ufak çantayla hem de. Deni'nin erkek arkadaşı Jean-Pierre'lerde daha önce de kalmışlığım var 3-4 kez. Annesi gecelik filan verdi, diş fırçası, şampuan..Üzerimde olan kıyafetlerimi de makinaya attık yıkansınlar diye. Stresin yorgunluğuyla sanırım 11buçukta uyuyup kalmışım. Bu seyahattan aldığım derslerin seyahatla pek bir ilgisi yok. Ama ileride evim(iz) olduğunda, yani yurtta yaşamaktan çıkabildiğimde, yetek diş fırçası, ufak şampuanlar, yedek banyo havluları, gecelik, pijama filan gibi şeyler bulundurmaya karar verdim. Ve kendim için de, bir daha, el çantama pijama filan koyacağım, her ihtimale karşı diye. 5 senedir yurt dışındayım, ordan oraya uçup duruyorum ama, bu pijama taşıma yeni aklıma geldi. Pek gerekli bence. Bugün uçağım saat 5.45te akşam üzeri, Deni'lerinki de 5.50. Artık sorunsuz uçabilmek istiyorum.
Share/Bookmark

0 comments:

Related Posts with Thumbnails

Arşiv