Kahve kardeşliği

Friday, September 19, 2008 | |


Hayatımda bazen hiç sebepsiz birilerinden kaçtığım dönemler oluyor. Hiç sebep yokken -belki kendimce varken, ki bazen gerçekten HİÇ sebebi olmadığı da görülüyor- yolumu değiştirmeye ve önlemeye başlıyorum. Zaten bunu bir kez yapınca, o insana bir öncekini açıklayamayacağımı düşünüp, birkaç kez daha yapıyorum. Birkaç kez daha yapınca, daha gereksiz bir döngüye girip sorgulanmalar başlıyor. Sorgulandıkça, inada bindiriyorum; inada bindirdikçe daha da sorgulanıyorum. Kim kazanacak, kim kazandı düşüncesi olmadan; kendimden uzaklaştığımda ortaya çıkan bir şey sadece.

Hem telefonda konuşmayı çok sevip, hem de telefonlara çıkmamak gibi bir şey. Çalıyor, bakmıyorsun. Sonra 3 kez daha çalıyor, 3 kez daha bakmıyorsun. İyi tanıyan birisi olursa; "telefonunu açmazsan balığını sushi yapacağım, çabuk aç o telefonu. aç, aç, aç" filan gibi bir mesaj yazması gerekiyor. (Tatyana böyle yapardı ya da gelip odamı basıyordu) Ama bazen iyi tanıyan birisi de olsa yapmıyor. Ya da sesli mesaj bırakıyor sekretere, sesli mesajlarını ayda 1 kez dinleyen birine hem de... Kasım ayında ekimde bırakılmış mesajları dinleyen birine.

Sonra yemeğe filan da gitmiyordum mesela geçen dönem, Deni sürüyordu zorla. Olmadı nöbetleşe anlaşmışlardı, bi grup çikolata, bi grup sandviç, bi grup çorba getiriyorlardı. Moralim düzelsin diye balık almaya gitmiştik örneğin. (Balıklardan biri ertesi gün ölmüştü, uzun yaşayan ölünce 1 gün boyunca ağlamıştım. İnsan balıkla dertleşir mi? Belki de travma geçirmiştir her gün benden aynı şeyleri dinlediği için. Umarım benim yüzümden ölmemiştir. Balık gidince, geceleri sesini çok aramıştım. "Just a fish" olamayan bir balıktı. Neyse, henüz yeni balık alamadım. Bu sefer alırsam, güzel şeyler anlatacağım ve terapi uygulamayı planlıyorum. Balıkların da bir tahammül sınırı olmalı, 5 sn içinde unutsa bile, evet.)

Bu kaçma ve telefonlara çıkmama huyum burdaki 2. sene çıkmıştı ortaya galiba. Belki de geçen sene?
Bilmiyorum.
En çok da Dilyana'da ortaya çıkıyordu. Kendimden çok uzaklaşmıştım, ilk dönem yoktu, benim için hayati önemi olan bir şeyleri bilmiyordu. Ben "hayati önemlileri" öğrenirken de yanıbaşımda değildi. Bunun için "aklımca" ona ambargo koymuştum belki. "Madem yanımda yoktun ben kendimden uzaklaşırken, o zaman ben de telefonlara çıkmam" ambargosu. Gülünç.

Sonra sarhoş olduğum bir gün yağmur yağarken, süs havuzu başında anlatmıştım. (Dilyana sevgilimmiş gibi bahsediyorum, hay allahım... 2 sene burdaki en yakın 3 arkadaşımdan biriydi sadece.-sadece? evet aptalca bir kelime eklenmiş, farkındayım- ) Anlattıktan sonra da, bu sefer "anlattım ve yaramı gördü" sancılarına tutuldum ve dediği bir cümleden çok kırıldım, yine engelledim hayatımdan. Gereksiz ve akla gelebilecek en aptalca tutum bu ayrıca, sonradan farkettim.
Bu sene ise, ona eski ve aslında en çok hakettiği yerini verdim tekrar. "Birlikte sigara ve kahve keyfi yapılabilecek en uygun dost statüsü" onunkisi hayatımda. Gece yarılarına kadar oturup kahve-çay-sigara-aşk-politika-sevmediğimiz insanları sevmemek için daha daha sebepler bulmak.

Gerçi yine telefonlarına her zaman çıkmıyorum ama alıştı artık. Açmıyorsam belli ki kafama bir şey takmışım ve önce kendimin çözmesine inanmışım. (Ya da o insanı sevmiyorumdur -ama bu Dilyana için geçerli değil- Laf olsun diye konuşulan insanlara tahammül edemiyorum galiba. )

Az önce 1 saat yaptığımız telefon konuşması, 2 saatlik kahve-sigara-aşk-politika arasıyla son buldu. Aşk konuşmalarından politikaya nasıl geçtiğimiz hakkında tabii ki bir fikrim yok. Türkiye, Bulgaristan, Polonya, Romanya, Avrupa, ABD eleştirileri, "oha nereye geldi konuşma, birazdan da dünyayı kurtarma planı yaptık mı, verimli bir gece geçirmiş olacağız" demenin ardından, o partiye gitti, -stilistliğini üstlendim uzun süredir yapmadığım şekilde-ben midem bulandığı için odada kaldım.

Bu sene ABD'de geri kalanlardan, en çok onu özleyeceğimi düşündüm bir an. Ekonomi bunun için düzelmeli ve uçak biletleri ucuzlamalı. Mide bulantım da artık geçmeli, tüm gün yetti canıma.

-Take your earrings off.
-Why? I like them.
-You are wearing a necklace, plus a ring and a watch. Earrings are too much. And they dont even match.
-C'mon. I am from Eastern Europe.
:)

Share/Bookmark

2 comments:

Unknown said...

yazılarını özlemişimm:)

sevgiler

jade

(artık ingilizce yazmıyorum:P)

Unknown said...

yazılarını özlemişimm:)

sevgiler

jade

(artık ingilizce yazmıyorum:P)

Related Posts with Thumbnails

Arşiv