Bellek written olmamış

Thursday, December 25, 2008 | |


Bilgisayarlara karşı içimde garip bir nefret var. "Ne seninle ne sensiz" karmaşasının en koyu tonlarının bilgisayarda nüksediyor olması da bir hayli ironik aslında ya, neyse. Ne demiş Atilla Atalay bilgisayar için, Yalnızlık Aleti. Sahi öyle. Etrafımda sevdiğim herkes çember oluştursa, bilgisayarı çok da hatırlayacağımı sanmıyorum.
"Ama bilgi bulmak, ansiklopedi gibi hani, bak kalem yok- ya da tablet pc al kazıklana kazıklana, yanında kalemi de olsun- eller çalışsın bakalım, aman da aman hanimiş klavye ile fare bozuntusu yine elimle sağdan sola sürüklediğim.." Yok efendim. Yüzde 5 oranda bilgi bulmak için giriyorsak oh ne ala.

Uzakta yaşayınca can olsa da kendisi, kıl oluyorum.Ten uyumu sorunu bir nevi bilgisayarla yaşadığımız.

Ama en sinir olduğum şey, bana "bellek" ile ilgili verdiği uyarılar. "Bellek"e buyrun efendim. Bakın C var, D var, Alcohol 120% yükleyelim size, yalandan E ve F filan da olsun. RAM'e değinmek bile istemiyorum. İlk karşılaşmamda çok hayal kırıklığına uğramıştım. Nasıl bir şey bekliyor olduğumu bilmiyorum aslında ama ne bileyim karşımda RAM olarak gördüğüm şeyi bulmayı da ummuyormuşum demek ki.

Bellek diyorduk.
Şimdi ben bilgisayarı niye kullanırım? Benim kafamda tutamadıklarımı kaydetsin diye, değil mi? A be canım, neden o zaman "bellek written olmadı" diyerek huzurumu kaçırıyorsun?
Bir kere, "bellek written olmadı" ne demek? Mecbur muyum ben ingilizce bilmeye? Biliyoruz tamam da, niye böyle saçma bir şeyle çıkıyorsun karşıma? Ne demişler? Tatlı dil ve yılan kardeşliği... Bellek yazılmadı desen nolur ki? Zaten aradığım şeyi bulamadığın için sana karşı sinirlerim gerilmişken, bir de saçma sapan bir özür...

Sonra, bir de ingilizce olan bilgisayar komutlarının ve uyarılarının, internet için de geçerli bu, türkçeleri içler acısı çoğu zaman. Facebook mesela, Azerice çok daha güzel. Bu kadar aciz midir bu çevirenler? Olmamalılar, yakışmıyor.
"Söyleyene bak, türkçesini yesinler" diyebilirsiniz. Kızarım ama bir şey demem. "Benim öztürkçem dünyanın en gözelidir" gibi bir iddiam olmadığı gibi, çatpatla idare eder bir durumda bloguma yazabilirim. Ama bilgisayar dediğin kaç kişiye hitap ediyor. Güzelce çeviriverseniz bir zahmet?
Bu arada gereksiz bilgi olarak; Bulgarca Windows yok mesela.

Son olarak da laptoplara değineceğim. Kendileri sevgili ilişkisi kuruyorlar tamamen. Tam alışıyorsun huyuna suyuna, trip atıyor, dosya açmıyor, kaydetmiyor, kaybediyor. Sonra barışıyorsun ama bir bakmışsın birkaç ay sonra hiçbir laf etmeden tertk edip gidivermiş seni. Sebep?
Sistem çöktü, birşeyi kırıldı, yüzünü görmek istemiyor...

Sevmiyorum kardeşim hiçbirinizi. Tüm bilgisayarlar sinirimi bozuyor. İyi gün dostu olan varlıkları sevmem ben. Sana sırrımı yazıp dökeyim, sen sonra yak belleği gitsin. Yok ya? Başka bir arzun?

Share/Bookmark

1 comments:

Anonymous said...

ingilizce calisirken, sarki sozu beklerken bir insanin yasantisindan kirintilar gormek ve kendinden birseyler bulmak ilginc. tabi gecenin 3 unde olmasi da bir etken.
hayatini 2 bavula sigdirmak nedir iyi bilenlerdenim.

tskler

Related Posts with Thumbnails

Arşiv