Görev aşkı

Wednesday, December 31, 2008 | |


Ağız dolusu küfürlerim evde yankılanıyor. Sebep: Polis ve "halkın güvenliği bizim işimiz" ironisi.
Olayın benim başıma gelmediğine ve eğer gelseydi çenemi tutamayıp yeni yılı nezarethanede geçireceğimden kurtulmuş olmamdan memnun mu olmalıyım, yoksa aşağıda olup ağzıma geleni söyleyemediğime mi yanmalıyım henüz emin değilim.
Markete gitmiş olan annem, tam yan apartmanın önünde kaldırımda oturan bir amca görünce, oturduğu yerin rahatsızlığı nedeniyle "Amca ne yapıyorsun burada?" diye sormuş. Havanın soğukluğundan yakınan yaşlı amca, elindeki tüm nane şekerlerini sattığını, biraz dinlenmek ve ısınmak için güneşin altında oturduğunu anlatmış. Son zamanlarda o kadar çok kaza anından geri döndüm ki, dün gece ihtiyacı olan birine ekmek peynir filan alalım, karnı doysun diye konuşmuştuk. "Apartmanda ekmek dağıtalım" diyen anneme de, "hayır, apartmandakiler zaten alabiliyor ve sıcak evleri var, ihtiyacı olana vereceğiz" diye tutturmuştum.Bunu hatırlayınca, annem cebindeki bozuklukları çıkarıp, "amca, son nane şekerini de ben almışım say ve bunu da al" diye uzatmış. Zaten 3-5 lira bir şey. Yoldan geçen, meslek aşkı tavan yapmış, genç polis belirmiş o sırada yanlarında. Adamı kolundan zorla tutup, "kalk burdan" diye iteklemeye başlayınca, annem yaşlı adamın dinlendiğini bir şey yapmadığını ve niye itelediğini sormuş. Aklı sıra namuslu kadınlarımızı dilencilerin kıskacından kurtaracak olan polisimiz de, "para alıyor ya, dilenci" diye çıkışarak, zorlamaya devam etmiş. Amca kalkmış, anneme el sallayarak ilerlemiş.

A şerefsiz herif, sen de alıyorsun para... Yol kenarında durdurup parayla susuyorsun, "para yoksa sodexho-ticket falan da yok mu abi?" diye soruyorsun ya... O zaman da kendini itelesene...
Hırsızları, kadınlara sarkanları, tecavüz edenleri de itelesene öyle hadi.
Bu kadar görev aşkın var, onu da yap da sokakta rahat yürüyeyim gece...
Yolda dümdüz yürürken ya da mitinglerde adam gibi isteklerini söyleyen insanları iteleyip döveceğine, benim bacak arama göz dikmiş şerefsizlere, para çalan senin gibilere de göstersene görev aşkını...

Ne diyeyim ki ben? İlk değil ki, yüzbinlerce kez tekrarlanan şeyler... Keşke ilk olsa... Keşke şaşkınlıktan ağzım açık kalsa da diyecek bir şey bulamasam...

Share/Bookmark

4 comments:

mahallenin delisi said...

off içime kocaman bir taş oturdu akşam akşam, o adam sırf kendine "dilenci" dedirtmemek için sokaklarda buz gibi havada çalışırken... offf...

insanlıktan nasibini almamış ne acayip yaratıklarla yaşıyoruz biz. ve bu yaratıklar bugünlerde ne kadar da göz önündeler.

keşke yazmaktan çoğunu yapabilsek, keşke...

Anonymous said...

seninde dediğin gibi bu ilk değil ve son olmicak.sadece polisler olsa keşke bankacılar,icracılar,hatta not için öğretmenler bile ve niceleri...bu türkiyenin hali diyemicem neredeyse dünyanın heryerinde böyle bu.insanlar kendilerini göremiyorlar kim bilir belki bizde yapıyoruz ve kenidimizi göremicek kadar kör oluyoruz bazen...

deryik said...

polise bak! amcaya borcu vardı onu ödüyodu belki annen? allah allah. çocukları dilenmeye zorlayan, kamyonlara doluşturup başka illerden getiren çeteler var bi de. onlara napıyo acaba? hem dilenmek ne zamandır suç? çalmıyo ya, verenden alıyo parayı.

amaan biz de mantık arıyoruz. üniformayı giymiş, "komtan" olmuş o çocukluğundaki gibi.

Öz said...

kucuk uniformalari icinde kendini buyuk goren cok fazla insan var bu ulkede. Zavallilar!

Related Posts with Thumbnails

Arşiv