3 elmasız masal

Friday, April 10, 2009 | |


Evin genişçecik salonunun girişi sürgülü kapıyla olsun, minik ve renkli kareli camları da olsun diye tutturunca, gidip renkli camlar taktırmışlardı kapının üst tarafına. Salonun girişinin hemen sol kenarına da cam bir çalışma masası yerleştirmişti kadın.
Adam oturmuş film izliyordu, saatin 10'a vurduğu sıralarda; kadının da bilindik yazı işleri vardı önünde ya hani, uykusunu dağıtsın diye hazırladığı absürd playlistte o sırada çalan şarkı kıpır kıpır etmişti içini işte ve es geçememişti içindeki sağa sola sallanma hissini. Kulaklıkları çıkarıp, hoparlörün ucuna bağlayıverdi hemen hızlı hızlı, çalan parçanın eğlenceli ve kıvrak melodisini bir an önce duyurmak ister halde. Sesi de yükseltip, komşuları filan umursamadan, televizyonunkine baskın gelecek kadar açtı çabucak. Hepsi 14sn filan sürmüş sürmemiş, o sırada şarkının eğlenceli nakarat kısmı çalmaya başlamıştı bile.

Kadın ayaklanıp, yüzünde kocaman gülücük, dans ederek ilerlerken adama doğru, gözlüklerini de rastgele bir yere fırlattı. Geceliğinin eteğini fırfırlıymış gibi düşünüp sallıyordu bir yandan da.
Adam kafasını kaldırıp kadının gözlerinin içine baktığında, kadın gülerek atıverdi kendini adamın kucağına.
"Seni seviyorum."
Adam, "bilmiyor musun ve bilmiyor muyum ben de seni?" çığlığında sessiz kalmıştı. Ama gözlerinin içine bakarken kadının, kendini tutamayıp aralarındaki duygularını kim daha az söyleyecek -ve kazanacak?- çekişmesini bir kenara atarak gülüvermişti bir anda.
O sırada kadın başını omzuna yasladı aniden adamın omzuna; kulağına dudaklarını yaklaştırıp, şarkıyla senkronize olacak şekilde de fısıldadı;
"haydi inat etme, bana olmaz deme, seviyorum de, sarıl bana."
Kadına kaşlarını kaldırarak bakıp;
"ay ay ay" dedi kendinden beklenmeyecek şekilde şarkıyı devam ettirerek.
Ikisi de gulmeye basladiklarinda,
şarkı bir başkasına geçmişti bile.

Share/Bookmark

0 comments:

Related Posts with Thumbnails

Arşiv