Gölge

Thursday, May 7, 2009 | |


Beynim, başım, omzum üzerindeki fay hattında neon renkte ve radyoaktif yakıcılıkta ağrılar beliriyor. İki saattir babama dair uzun uzun anlatabileceğim bir anı hatırlamak için zorluyorum beynimi, aklıma gelmiyor ve aklıma gelmedikçe içimden geçen küfür sayısını arttırıyorum. Daha önce anlatmamış olduğum bir anı? Ayrıntılarıyla?
Yok mu yani?
Hayata gelmiş olmamın yüzde 50 telif hakkına sahip babam'a dair uzun ve eğlenceli bir anı bulamıyorum. Sinirim kat kat bozuluyor.

Ama aklımdan, bu anı seansında geçen 2 tane ufak anı var. İlkinin adı dombadadom anısı. Çok eskilerden, benim 3-6 yaşları dönemimden öteye gitmiyor. Oturup dururken, yemek masasına doğru ilerlerken ya da yemek masasından dönerken daha çok... "Hadi dombadadom diye götür" bakışım üzerine, omzuna sığabilen beni omzuna alıp; "dom*ba-da*dom, dom*ba-da*dom" melodisine uygun adımlarla varılacak yere kadar götürmesi...

İkincisi ise; Germencik'te oturduğumuz yıllarda, gece geç saatte gittiğimiz yerden yürüyerek dönerken baktığımız gölgeler. "Minik ben"in yanında duran hayatımın en kocaman ve en ama en güçlü adamının gölgesi. Hep gölgelere bakarak yürürdüm yolda öyle zamanlarda, uzun sokak lambalarında daha da uzayan, daha da büyüyen gölgelere. Sonra da tam evin köşesine gelirken; "evimizee geldik" diye bağırırdım. 
Karayolunun solunda kalan o evin önünden geçmek zorunda olduğum yolculuklarda, senelerdir sağ pencereye dayanarak geçiyorum.

Bugün babamın doğum günü ve ben sadece ikimize ait bir anı bulmakta zorlanıyorum. 

Share/Bookmark

0 comments:

Related Posts with Thumbnails

Arşiv