Hiç yazasım yok bu aralar. Yani sadece yazmak değil de, konuşasım da pek yok mesela, kitap okuyasım da, televizyon ve/veya film izleyesim de...
Öyleee garip bir boşluk var tarif edilmez. Hangi kelimeyi koyarsam koyayım bol duruyor ya da belki dar geliyor. Kısacası şöyle veya böyle tam oturmuyor.
Yeşil koltuğun üzerinde oturup kahve-sigara yapmaktan başka canım pek de bir şey yapmak istemiyor. Konuştuğumda da kendimi tekrar ediyorum rastgele dağıtılmış, belirsiz aralıklarla. Hafif bozuk plak misali..Anlatacağım çok şey hem var hem yokmuş gibi.
Belki geldiğime sevinmemiş gibi görünüyorum uzaktan, ama öyle de değil işte. Daha çok tam olmak istediğim yeri bulamamışım sanki.
Garip bir kaygısızlık, üşengeçlik..
Dünyadaki herkese 6kişilik daireler içerisinde bağlıymışız. Benim ilk 6 kişilik dairemin hangisinin ne'si kımıldadı da şu an hayatımda bulunan insanlar 6nın katları oldu acaba.. Ya da gerçekten 6nın katları kadarlar mı? 6 ve 6nın katları çok mudur ki? Kaybedilenlerin yeri hemen yeni bir titreşimle dolar mı? Titreşimler sürüyor mu şu an mesela...Gereksiz bir merak..
Öyle öyle absurd sorular.. Hem de dolusu... Ben böyle sürekli bunları söylesem ya da aklımdan geçirip sussam, ama birisi gelip absurdlerin psikanalizini yapsa mesela.. Ama öylesine sadece kendisi anlamak için...Ben benim, ben ben'e yakınım, ben ben'den uzak değilim...ama ben bu aynı ben'i ara ara ben anlatmadan benimsesinler de anlasınlar istiyorum...
algun dia se aprobara legalmente la ejecucion de los sueños sin leyes ni tabues
que prohiban el cumplirlo sin remordimientos ni conciencias rotas
la llegada inminente del surrealismo puro esta en pie
seamos libres de nuestra propia hegemonia onirica. *
Which prohibits the completition without remorse and broken conscience
Immediate arrival of pure surrealism is at the door
We are free of our own oniric hegamony.

0 comments:
Post a Comment