Ben ne yaptığımı biliyor muyum canım?

Thursday, August 23, 2007 | |



Aslında kalbim öylesine küp küp küp diye atıyor ki, ne yapsam da normalleştirsem diye düşünüyorum. Her sefer aynı terane... Küp küp atan kalbim ve hiçbir şeye tam olarak konsantre olamayan, tam da uyuyamayan, gözlerindeki o ufak sucularla damlacıkları ittirmesin diye inatlaşan bir tip olup çıkıyorum bu dönemlerde..
Her gidiş üzüyor beni, her yer değiştirme üzüyor aslında...Ordan gelirken, burdan giderken, çok sevdiğimi bırakırken, güzel bir günden sonra arkamı dönüp eve giderken.... Hep duraksıyorum, sözcükleri poşete doldurup, sonra yutuyorum bir anda...
Hiç bir yere dikkatli bakmamaya çalışıyorum hatta... Ama hep burdan giderken ağlıyorum...Ağlamak istemiyorum tabii ki, kocaman kız oldum ben, 5. seneme gidiyorum artık, öğrenmiş olmam lazım gülümseyerek hoşçakal demeyi... Ama işte o "hoşçakal" kelimesi karşıma bir çıktı mı, benim elim kolum bağlanıyor...

Dün oturup bu yaz boyunca yazmış olduğum yazıları okudum... Taa ilk ordan ayrılırkenden bugüne dek olanları... Ordan gelmeden önce yazıyı nasıl yazdığımı hatırlıyorum... Hatta birisi o gün ben o yazıyı yazdıktan sonra, Dilyana kim, sevgilin mi diye sormuştu...-Dilyana ordaki en yakın arkadaşlarımdan biri ve ben dönerken hüzünlenmişti yazın beni göremeyeceği için ve beni de duygulandırmıştı kelimeleriyle-. Gülmüştüm sevgilin mi diye sorunca o birisi, yok çok yakın arkadaşım burda, bulgar bir kız demiştim.

Evet geleceğim tekrar, biliyorum...Niye bu melankoli diyenler oluyor çok ama garip bir duygu işte, anlatamıyorum ki... Yanında koşuşturup duran, "bir şeyini unutma sakın, tekrar tekrar kontrol et" diye on beş kez tekrar eden annene bakıyorsun, "off evimiz boş kalacak" diyen kardeşine bakıyorsun, hemen yanıbaşında olmasalar da bu topraklarda yaşayan dostlarını düşünüyorsun, sonra seni altüst eden duyguları ve bundan sorumlu genel müdürü düşünüyorsun....
Öyle aptal aptal düşünüp duruyorsun, mal mal bakıyorsun arada, "ulan sanki ilk kez ayrılıyorsun, hayrola, ağlama bakayım" diyorsun kendine...Saatlerce sürecek olan yolculuk gözünde büyüyor, taşımaya yükümlü olduğun ve her seferinde neden o kadar çok dolan çantana bakıp gülüyorsun...

Aman zor işte be... Ne anlattırıyorsunuz ki bana şimdi tüm bunları...Her gidişte anlatmışımdır bunları ben zaten... Bu yaz çok inişli çıkışlı geçti ama be, duygu-kalp-beyin şaşırdı kaldı vallahi...

Az kaldı, saatler kaldı... Düşeceğim yollara yine ama böyle hüngür şakırdak bir ağlayasım var bu kez ama yapmayacağım... Annemin anneannesi biz küçükken ağladığımızda hem karşımıza geçip de öyle derdi..

" Ağllıııyycaaakkkk hiiiiiiç bişeeey yoooook. "
Bu cümleyi duyduğumda sinir olur, kendimi "yaaaaa" diye halının üzerine atar, bacaklarımdan güç alarak karnımı yukarı kaldırır, yarı köprümsü bir şey kurardım halı üzerinde...Yine öyle yapmak istiyorum, ama öyle yaparsam olmaz şimdi... Tutmuş burslu okuyorsun, bir çok kişinin yapmak istediği bir şeyi yapıyorsun filan ama sen tutmuş halı üstünde ağlayarak yarı köprü kuruyorsun... Pek akla mantıklı gelmiyor, siz de haklısınız tabii...
Hani ben gidiyorum ya şimdi, diğer yere... Değişmeyin oldu mu? Sinirlendirmeyin beni bir de...

16 Aralık'a kadar hoşçakal Türkiye... Saçmasapan şeyler yapma, aileme iyi bak, sevdiklerime de iyi bak, yoksa bozuşuruz...
Share/Bookmark

0 comments:

Related Posts with Thumbnails

Arşiv