Candy Jar

Sunday, October 28, 2007 | |

Kız şöyle bir kafasını çevirip,"şşt, dur bi ya. Ne dediğininizin farkında mısınız siz?"dedi. "Evet" diye cevap veren 2 başka grup üyeleri, "Kızım saçmalama, haberin bile olmayacak ki, neden kişisel olarak alıyorsun" dediler...Kız, şaşırıp kaldı... Tartışmayı duyan, durup ilgilendi, katıldı tartışmaya. Tek bir farkla, diğer kızlar sessiz tepkiler verdiler, bizimkisi susamadı, 3 sigara içti. Stoooopppp! Kestik..! Baştan alıyoruz. Aslında her şey ayaküstü kapı önünde konuşmayla başladı. Aslında yerimden zor kalkarak gittiğim bir yemeğin ardında, orada da birkaç kişinin; "sen ders çalışıyor musun?" tepkisine yutkunmak zorunda kaldım. "Bana da ihtiyaç var" dedim... Nezih Hoca ile ,önümüzdeki dönem dersini alıp, organizasyon için bir şeyler yaparsam A vereceğine dair el bile sıkıştım. Ondan bir öncesinde, derneğin kurucularından birinin masaya gelip, "siz DE mi Richmond'ı sevmeyenlerdensiniz?" sorusu vardı. Evet, dahi anlamındaki -de ayrı yazılır.. Ben DE demedim. Laf sokmaya çalışana, laf sokarak cevap verilir ayrıca, aynısını yaptım. Kötü tabii, susamamak yani. Hoca da, "yine karıştırmışsın ortalığı" dedi. Güldüm. İyi bir silah gülmek. Kullanmasını sevdiğim cinsten. Tekrar ilerleyip 2saat sonrasına gidiyorum. Kapı önüne. Eyvah! Konuşmaları halıya döktüm. Halı emdi. Gitti bitti. İz kaldı ama, Shout döktüm, geçiyor iz de. Sonra da karar değiştirip, odama çıkmaya karar verdim. Yazasım kaçtı birden...Ş.K sıkıldı. Başka şey yazası geldi, baştan açtı. Öncekileri silsem mi silmesem mi ikileminde dönüp dolaştı. Otoban çıkışını kaçırdı, o yüzden üstte yazılanlar da orada kaldı, ama uzaklaştıklarından zor görünüyorlar. "Hadi Norveç'e gidelim" dedi kız, ama şeker kavanozu al da yanına, erzak olsun. Burası sıktı. Bir yerlerden uzaklaşmak istediğimde, varmak istediğim yerin Norveç olması beni şaşırtıyor. Aslında kaçılacak en uzaklardan birindeyim, ama daha yakın olan Norveç'i seçiyorum hep. Birisi olsun istiyorsam benimle, o kişiyi de Norveç'e götürmek istiyorum. Eğer o kişiyi oraya götürmeyi istediysem benimle birlikte mesela, ulaşabileceği en üst seviyeye ulaşmış demektir içimdeki play station oyununda. Çok skor yani. Pek çok skor. Hem dün yıllığımda gördüm. Arturs kendi köşesinde şöyle demiş; "There is nothing wrong with being a loser. It depends on how good you are at it." Doğru sözü öperim ben... Sözcükler soyut mu, somut mu? Öpülemediklerinden soyutlar ama birçok soyutluğu anlatabildiklerinden somutlar belki de... Sen benden daha mı somut, daha mı soyutsun? Yani kelimelerimden. Kelime duygusu belki de...Ya da öyle bir şey... Güzel söz öpülebilsin isterdim. Hem sevgililer tüm yaralarının bir öpücükle geçeceğine inanırlarmış, nerede okumuştum anımsayamıyorum. Sözcükleri öpebilseydim, sana öperek yollardım ayrıca. Ben izli sözcükler olurdu, sana konarlardı... Yani öyle bir şey o da... Toparlayamadım, ama iyi yerlere dağıldılar.

*Fotoğraf letyourbeautyunfold.deviantart.com'dan alıntıdır.
"Let your beauty unfold."Saklama yani, gerek yok gibi devam
ettirilesi bir isim.

Share/Bookmark

0 comments:

Related Posts with Thumbnails

Arşiv