Annemin bir fotoğrafı var. Hamileyken. Taç takmış saçına, kocaman karnı var, bana hamile ve örgü örüyor. Babam çekmiş fotoğrafı. Objektife bakmıyor bile, ama mutlu besbelli, gizlenemez muzur bir gülümseyiş var yüzünde. Hissediyorsun yıllar üzerinden geçmiş olsa bile eskimiş fotoğrafın ruhunu.
Yatağımın üzerinde oturmuş,kafam dağılsın diye son zamanlarda yapmış olduğum şeylere "örgü örme"yi de eklemişim, atkı örüyorum. Kafam dağılmıyor, sadece bir hayal giriyor aklıma, önleyemiyorum. Mutlu bir hayal, sadece hayalin içinde kalırsam ama. Sanki atkı değil, hayal örüyorum. En zoru hangisi diyerek aklımdan listelediğim, an'a göre değişen "zor" kavramına yeni biri daha ekleniyor. Hayali örgüyle örüp, heyecanlı heyecanlı, "sence güzel olmaz mıydı?" diyemeden ağzının ve ruhunun içinde tutmak. Hap gibi. Konsantreleştirilmiş uzay yemekleri misali, konsantre halini almış, hap hayal. Dil altı hapı belki.
Tam bu hayal örmesi anında, annemin bu fotoğrafı geldi aklıma işte. O fotoğraf içime düştü, kendimi annemin yerine koyup, fotoğrafı çekeni de değiştirerek ördüm fotoğrafı tekrar,hap halini aldı. Yani hap hayal halini. Hani aslında kocaman olan ve önleyemeyeni.
Hap Hayal
Sunday, February 24, 2008 | Posted by Tugc at 1:21 AM |
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
0 comments:
Post a Comment