Orantı

Saturday, May 3, 2008 | |

"Şaka gibi" demek istiyorum aslında.
Tüm bu olanlar aslında "şaka gibi." Acı, tadı ağzı yakacak kadar acı şaka.
Ölümcül bir şaka, yıllardan beri süre gelen.
Türkiye'de su sıkıntısı vardı, değil mi? İstanbul'da, Ankara'da filan su kesintileri yaşandı yazın, şikayetler, şuna dikkat, buna dikkat...
Nedense panzerleri doldurup doldurup insanlara fışkırtma, hayatlarından bezdirme olunca konu, devlet büyüğü sayılan insanların ve yandaşları için bu "su sorunu" yok oluveriyor. Maksat : eziyet olsun. Bu sene bir de içine kırmızı boya koymuşlar...Neyi damgalamaya çalışıyorlar ki? Nasıl bir ego tatminidir, anlayamıyorum.
"Orantı" anlayışı körelmiş insanlar grubu, kendilerine "orantılı güç" kullanma hakkı tanıyorlar ya...Faşizm bu devletin orantılı anlayışına uygun düşüyor.

Birileri terör arıyorsa, dün olanlara bir bakmalı önce. Şehirlerarası otobüslerin geçişini bile tutan, insanların canına kastedilmiş adamlar topluluğu bir devlet. Sınır ötesi operasyonlar yapmaya geçişler sağlayan, bir yandan da kendi orantısına uymayanı öğütmeye hevesli devletin terörü...

Çıkıp "sorunsuz geçti, olumsuz bir olay olmadı" diyebilen adamlar var.
Bunların üzerine; "neden ısrar etti sendikalar, hiç anlam veremedim" diyen bir başbakan da var.
Utanmadan.
Sinir bozukluğundan, bu zekaya, "şaka yapıyor değil mi, ironik olmaya, kinayeler kullanmaya mı çalışıyor yoksa?" diyerek gülmeye çalışıyorum. Ciddi bir zeka problemi olmalı bu; "neden ısrar ettiler anlamıyorum" diyen ve insanların üzerine çullanan, yolun kenarındaki kıza 4 ayrı polisin herbiri ayrı ayrı geçerken tekme savurmuşluğu gibi olaylar varken; "olumsuz bir şey olmadı" diyebilen adamlar için daha fazla iyi niyetlice yaklaşamıyorum çünkü.
En optimist seviyem bu.
Hatta umarım vardır gerçekten zeka problemi.. En azından sevineceğim o zaman, başka nedenlerle böyle şeyler yapmama ihtimallerini de düşünebileceğimdendir belki, kimbilir.
Ama optimist olamıyorum.. Bunları yapabilen insanlara karşı optimist davranamıyorum.
Nerede görülmüş böyle bir şey?
Hadi her şeyde ağızlarını biliyor herkes, "bilmemnerede de var, neden Türkiye'yi kötülüyorsun" diye...
Nerede var bu? Arkasından koştukları hangi ülkede var?
Hangi devlet, elindeki terörü gerine gerine sallıyor böyle?
O adamlar yerlerinden "nasıl da çıkartmadık, kah kah kah, süperiz süperiz, çak dostum..." da diyorlar mıdır?
Yada "20 bin göstericiyi sokmadık, şehirlerden kalkacak otobüslere bile ambargolar koyduk ama 30bin polis görevlendirip biz kendimiz ezici çoğunluk olduk, ortama daldık" deyip gururlanıyorlar mıdır?
Otobüs, metro, vapur seferlerini iptal edip; Şişli Etfal'in bahçesine, acil servisine bile gaz bombası atabildikten sonra; o öne sürdükleri "hayatı felç edemeyiz, o yüüzzzdddeeeen yassssaaaakkk" deyişlerine kendileri de bir yerleriyle gülmüyor mudur? Süper rahatlattılar, sağolsunlar, varolsunlar..

Ama bu ve bunun gibi adamların yıllardır ciğerleri bile belli.. Ne bekliyorduk ki?
En sinir edeni de; "ee sen 1 mayıs'ta Taksim'e gidersen, dayak yersin" inancının "normal - yani pasif, yani bana dokunmayan bin yaşasıncı" insanların içine işlemiş olması...
Yok çünkü, öyle bir benimsemişler ki, içleri bile çürümüş...

Bu adamlar başkalarını da kendileri gibi çürütmeye hevesli olduklarını daha nasıl gösterebilirler ki?
Özgürlükten söz eden bu ve bunlar gibiler..Ne özgürlüğü?
Yiyip, öğütülen özgürlük mü?
Nişancıları yerleştirerek savunduğun özgürlük mü?
"İnsani" yanı olmayan, "hayat" ve "insan canı" olgusunu taşımayan bir özgürlük mü?
Her aklına esende, "çanak çömlek patladı" cı özgürlük mü yoksa? Hangisi?
Sıradaki ne?


*Fotoğraflar uod, 1 mayıs 2008, Taksim.


Share/Bookmark

0 comments:

Related Posts with Thumbnails

Arşiv