Bir başına düşünce kümesi

Sunday, June 15, 2008 | |

Dün gece eve gelirken çok da geç olmadığı için yürüyerek geldim. Planlamadan ve ayaklarım çekiyormuş gibi. Ayaklarımı dinledim, çünkü büyük ihtimalle beynimden daha akıllıca davranıyorlardı ve yürümenin belki biraz iyi gelebileceğini düşünüyorlardı. Belki de ayaklarımın "otonom" davranışlarını böyle yormak işime geliyor. Bildiğimi söyleyemem.

Dün gece ayaklarım beni yürütürken, kulağımda müzik-çalar kulaklığı vardı, tembellikten sevmediğim şarkılarda bile değiştirmedim. Yürürken beynim içime yüklendi, kalple fazla birlik olduklarını hissettim, gözlerime kadar geldi hatta. Sonra bir baktım, eve gelmişim.

Dün gece eve geldiğimde yolda ne düşündüğüme kulak vermemeye çalışmıştım. Sabah önüne geçemedim. Pazar bugün. Tatil. Babalar günü bir de. Yol yok, aklıma daha sıkı sarıldım sanki.
Ne düşündüğümü bırakalım da bir kenara; yazılıp kaydedilmiş günlük 2-3 mesaj, yazılıp kaydedilmiş onlarca elektronik posta, Richmond'da da bıraktığım, defterime filan da yazdığım, kağıtlar dolusu mektubumsu-günceler var...Hiçbiri yollanmamış, hiçbiri verilmemiş...Hepsi ona...

Dün gece eve geldikten sonra ne düşündüğümü düşünmeye ne gerek var? Zaten her an düşünmüyormuşum gibi, düşünmüyormuşum gibi niye yapıyorum sanki?

Share/Bookmark

0 comments:

Related Posts with Thumbnails

Arşiv