Monday, September 1, 2008 | |

Kaç saattir oradaydın be sen çocuk? En son saat kaçta yemek yemiştin? En son ne zaman o kuyumcunun önünden kalkıp, önündeki tartıyı umursamayıp da elinde dondurma, ufak yaşında umursamadan kimseyi ve dünyayı bir sağa bir sola yürümüştün? Annenin koynunda ne zaman uyumuştun? Ateşin çıktığında kim bakmıştı? Yatağın var mı? Nerede uyursun? Sokaklar seni korur, birileri seni korur mu sanıyorsun be çocuk?

Korumaz ki.

Uyukluyordun, hastaydın bulduğumda seni. Hadi diye çekiştirerek götürdükçe onlar, geri dönüp dönüp yanında olmak geldi içimden. Var mıydı ki evin? Gittin mi? Kim götürecek ki seni doktora be çocuk? Doktor viziteleri, olmadı sıraları ne kadar söylediler mi?

Hadi ben aldım seni, götürdüm. Ya diğerleri? Onları arkada bırakmak duygusuyla nasıl gidilir ki?Kaç kişi daha var, sayamadım, sayılarım bitti. Nasıl unutmaya hevesliyiz. Kaç yıldır unutuyoruz biz biliyor musun? Usta olduk artık bu işte. Üzülürken unutmaya programlanmışız sanki, üzüntü yaklaşırken unutuyoruz artık, öyle büyüdü sokaklar. Üzülür gibi olursak değiştirebilelim sokağımızı diye.

Siz niye sokaklardasınız be çocuk?
Share/Bookmark

0 comments:

Related Posts with Thumbnails

Arşiv